Ülkemizde her gün yüzlerce trafik kazası yaşanmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre “Trafik kazası, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaydır.” Yaşanan bu kazalarda hem can hem de mal kayıpları olmaktadır. Trafik kazaları sonucu oluşan bu kayıplar kişilerde çeşitli mağduriyetlere yol açmaktadır. Kişilerin menfaatlerinin ihlal edilmemesi ve hak kayıplarına yol açılmaması için hukukumuz çeşitli hak arama yolları öngörmektedir. Bu yollardan bir tanesi de trafik kazalarında ikame araç bedeli alacağıdır.
Yaşanan trafik kazaları sonucu genellikle araçlarda maddi hasar meydana gelmekte ve bir çok araç için tamirat gerekmekte olup araç bir süre kullanımdan mahrum kalmaktadır. Araçların tamir sürecinde bulunması nedeniyle kullanılamaması kişilerin araçlarını kullanma menfaatlerini ihlal etmektedir. Bu nedenle trafik kazası geçirip aracını bir süreliğine kullanamamakta olan kişinin yaşadığı durum ikame araç bedeli alacağı ile hukukumuz tarafından iyileştirilmeye çalışılmaktadır.
İkame araç bedeli alacağı, yaşanan trafik kazası nedeniyle hasara uğrayan aracın bakım ve onarım sürecinde olmasından kaynaklı olarak kişinin aracı kullanamadığı süre boyunca araç kiraladığı varsayılarak kişiye ödenen maddi tazminattır. Bu sayede kaza yaşayan taraf aracını kullanamaması nedeniyle uğradığı zararı, kazaya karışan diğer taraftan talep edebilecektir.
İKAME ARAÇ BEDELİ ALACAĞINI ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ OLAN KİMDİR
Yaşanan trafik kazasında ikame araç bedeli talep edecek olan taraf, bu tazminatı kusursuzluğu oranında talep edebilir. Yani ikame araç bedeli, trafik kazasının yaşanmasında kusuru olan taraftan istenmektedir. İkame araç bedeli alacağı talebinde bulunacak olan kişi, zararının giderilmesi için sigorta şirketinden ikame araç bedeli talep edemez. Bunun nedeni sigorta şirketlerinin aracın kullanılamamasının zararını karşılamak gibi bir teminat sağlamamasıdır. Çünkü talep edilecek olan ikame araç bedeli alacağı kazadaki asıl zararlardan değil asıl zararın ortaya çıkardığı yansıma bir zarardır ve sigorta şirketlerinin sunduğu teminat kaza sonucu oluşan asıl zararlardır. Aynı şekilde ikame araç bedeli alacağı, kusurlu olan tarafın sigortasından da talep edilememekte karşı tarafın sigortası tarafından da ödenmemektedir. Bu nedenle trafik kazası nedeniyle aracını kullanamadığı için zarara uğrayan kişi, söz konusu zararı kusurlu olan arcın sürücüsünden veya araç sahibinden talep edebilecektir. İkame araç bedeli alacağının tanzim edilmesi hususunda araç sürücüsü ve araç sahibi müteselsilen sorumlu bulunmaktadır.
Yaşanan trafik kazasında aracını kullanamamasından dolayı zarara uğrayan tarafın ikame araç bedeli alacağı talebinde bulunabilmesi için uğranılan zararın kasko tarafından karşılanmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle kişinin araçla ilgili uğradığı zarar kişinin kaskosu tarafından karşılanmış olsa dahi zarara uğrayan kişi, aracı kullanamamasından dolayı yaşadığı mağduriyete ilişkin ikame araç bedeli alacağını talep edebilecektir.
İKAME ARAÇ BEDELİ ALACAĞININ HESAPLANMASI
İkame araç bedeli hesaplanırken dikkate alınması gereken unsurlar;
1-Aracın bakım ve onarım süresi
2-Aracın ikame günlük kiralama bedelidir.
Hesaplama yapılırken bu iki unsurun göz önünde tutulması gerekmektedir. İkame araç bedeli, aracın bakım ve narım süresi ile aracın ikame kiralama bedelinin çarpılması ile elde edilen sonuçtur. Ancak burada dikkate alınması gereken bir husus bulunmaktadır. Aracın bakım ve onarım süresinin makul bakım ve onarım süresi üzerinden hesaplanması gerekir. Aksi takdirde aracın onarımı olması gereken yani makul süreden fazla olabilmekte, bu süre dikkate alındığı takdirde ise ikame araç bedelini ödeyecek taraf aleyhine bir durum oluşturabilmektedir.
Aracın ikame bir günlük kiralama bedeli hesaplanırken aracın marka, model ve yaşı gibi unsurlar dikkate alınarak araç piyasasındaki söz konusu araca eş değer bir aracın rayiç bedeli üzerinden bir günlük kiralama bedeli hesaplanacaktır.
Sonuç olarak ikame araç bedeli alacağı hesaplanırken hakim tarafından makul görülen bakım ve onarım süresi ile aracın piyasadaki rayiç bedeli üzerinden bir günlük kiralama bedeli çarpılarak aracın kullanımından mahrum kalan kişiye, kusurlu olan araç sürücüsü veya araç sahibi tarafından ödenmesine karar verilmektedir.
İKAME ARAÇ BEDELİ ALACAĞINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Yaşanan trafik kazası sonucu aracın kullanımından mahrum kalan kişi, trafik kazasının yaşanmasında kusurlu olan taraftan tanzim etmek talebiyle asliye hukuk mahkemesine dava dilekçesi ile başvurabilmektedir. İkame araç bedeli alacağı davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. İkame araç bedeli alacağı talep edecek olan kişi arabuluculuğa başvurmadan talebini doğrudan mahkemeye yöneltebilmektedir.
İKAME ARAÇ BEDELİ ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI
İkame araç bedeli alacağı talebinde bulunacak olan taraf, bu talebini kazanın olduğu günden başlayarak iki yıl içerisinde asliye hukuk mahkemesine başvurarak kullanması gerekmektedir. Kazanın olduğu andan itibaren başlayan bu iki yıllık süre hak düşürücü bir süredir. Yani ikame araç bedeli alacağı talebinde bulunacak kişi, iki yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğinde trafik kazasından kaynaklanan ikame araç bedeli alacağı talep etme hakkını kaybedecektir.
İKAME ARAÇ BEDELİ ALACAĞININ İSPATI
Karşılıklı trafik kazası geçirdikten sonra aracında hasar meydana gelen ve bu hasara bağlı olarak aracını bakım ve onarım sürecinde olmasından dolayı aracını kullanamayan kişi, bu süre zarfında yaşadığı zararın tazminini dava yoluyla kazada kusurlu olan taraftan talep edebilmektedir. Dava açıldıktan sonra zarara uğrayan tarafın eğer elinde varsa birtakım belgeler sunması gerekmektedir. Bu belgeler;
Aracın kaza sonrası fotoğrafları
Kaza tespit tutanağı ( mevcut olmaması durumunda adli makamlarca tutulan tutanaklar, sair evraklar )
Aracın servis faturası ( mevcutsa, zorunlu değildir )
Aracın bakım ve onarımdan sonraki fotoğrafları ( mevcutsa, zorunlu değil.)
Bilirkişi raporları gibi belgelerdir. ( dava aşamasında sonradan temin edilmesi mümkündür )
İkame araç bedeli alacağına ilişkin talep, Türk Borçlar Kanununun haksız fiil hükümleri çerçevesinde talep edilebilecek bir tazminattır. Borçlar Kanunu uyarınca kusuru sebebiyle haksız bir fiile veya hukuka aykırı bir fiile sebep olan kişi bu fiilini tanzim etmekle yükümlüdür. Kural olarak zarar, zararın tazmininin talep edildiği takdirde bu zararı ispat yükü yaşanan olayda zarar gören yani zararının tazminini isteyen kişiye kişiye aittir. Ancak ortaya çıkan zararın belgelerle tam olarak ispat edilememesi durumunda hakim, yaşanan olaya göre makul bir tazminata hükmedebilecektir. İkame araç bedeli talebine ilişkin açılan bir davada hakim, talepte bulunan kişinin araç kiraladığına dair belgelerin olmaması sebebi ile ikame araç bedeli alacağına ilişkin talebi reddetmiştir. Verilen red kararı hukuka uygun bir karar değildir. Çünkü talepte bulunan kişi, araç kiralamaya ilişkin belge sunmasa bile hakim, yaşanan kaza sonucu ikame araç bedeli alacağının miktarının tespiti için mahkemece yapılacak araştırmalar ile aracın bakım ve onarım süresi için gereken makul süreyi ve aracın piyasadaki rayiç bedeli üzerinden bir günlük kiralama bedelini tespit edebilir. Bu durum yargıtayın yeni tarihli bir kararında ele alınmıştır.
İKAME ARAÇ BEDELİ TAZMİNATINI TALEP EDEBİLMEK İÇİN ARAÇ KİRALAMAK ZORUNLU MUDUR?
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24 Ocak 2023 de Resmi gazetede yayınlanan 2021/26777 E. 2022/11236 K. Sayılı ve 29.09.2022 tarihli kararına göre ikame araç bedeli alacağı için araç kiralandığına dair mahkemeye belge sunulmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin verdiği karar yerinde görülmemiş ve bozulmuştur. Yargıtayın söz konusu kararına göre ikame araç bedeli alacağı talep edecek tarafın, mahkemeye araç kiraladığına dair bir belge sunmasa bile tazminat almaya hak kazanabilmektedir. Mahkemenin trafik kazası nedeniyle ikame araç bedeli alacağına ilişkin miktarı tespit etmesi araç kiralama belgesine bağlı değildir. Hakim, bilirkişi raporları ile yaşanan trafik kazası nedeniyle kişinin aracını kullanamamasından dolayı uğradığı zararı tespit edebilmektedir. Sonuç olarak yaşanan trafik kazası nedeniyle ikame araç bedeli talebinde bulunacak tarafın, bu süre içerisinde araç kiraladığına dair herhangi bir belgeyi mahkemeye sunmasına gerek bulunmamaktadır. Söz konusu belgelerin yokluğunda da ikame araç bedeli alacağına hükmedilecektir. Trafik kazası sonrası aracı zarara uğrayan taraf ikame araç bedeli alacağına hak kazanmaktadır. Bu nedenle ikame araç bedeli alacağı talep eden tarafın, bu süre içerisinde araç kiralama zorunluluğu bulunmamaktadır. Görüldüğü üzere ikame araç bedeli alacağı, talepte bulunan kişinin araç kiralamış olmasından bağımsızdır.
İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
“Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26777 E. 2022/11236 K. Sayılı ve 29.09.2022 tarihli )
“Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2014/15596 K. 2017/156 T. 17.1.2017)
“Davacı aracı, ticari kamyonet olup davacının ticari faaliyeti esnasında kullandığı araçtır. Mahkemece hükme esas alınan 18.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı aracının onarımının ekonomik olmadığı ve pert kabulünün gerekliliği belirtilerek, kaza tarihi ile yeni araç satın alma tarihi arasında geçen 48 günlük süreye tekabül eden araç mahrumiyet zararı hesabı yerinde değildir. Zira raporda kazanın oluş tarihi ile aracın satın alınması arasındaki sürenin makul olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmamıştır. Davacı aracının pert kabulünün zorunluluğu karşısında, davacının emsal nitelikte yeni bir araç alması için gereken süre oranında araç mahrumiyeti zararı tespit edilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yön gözetilmeksizin, kaza tarihi ile dosyaya sunulan araç satım sözleşmesi arasındaki süreye tekabül eden süre üzerinden araç mahrumiyet zararı hesabı yapılmıştır ki rapor bu yönüyle hatalıdır.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/1134 K. 2016/6228 T. 23.5.2016)